Hoşgörü Ne Değildir? Psikolojik Bir Mercekten Analiz İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Hoşgörü, toplumda genellikle “iyi bir değer” olarak kabul edilen bir kavramdır. Ancak, insanların davranışlarını inceleyen bir psikolog olarak, hoşgörünün yüzeyinin altında neler yattığını merak ederim. Gerçekten hoşgörülü müyüz, yoksa kendimize mi öyle söylüyoruz? Bu sorunun cevabını bulmaya çalışırken, hoşgörünün ne olmadığını anlamak, bize önemli ipuçları verebilir. İnsanların hoşgörüyü farklı şekillerde deneyimlemesi, aslında bunun psikolojik boyutunun ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor. Peki, hoşgörü yalnızca basit bir kabullenme mi, yoksa başka bir şey mi? Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Hoşgörü Bilişsel psikoloji, insanların düşünme biçimlerini ve bu düşüncelerin davranışlarını…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hormonlar Bozuk Olursa Ne Olur? Edebiyatın Penceresinden Bir Bakış Kelimenin gücü ve anlatının dönüştürücü etkisi, insan ruhunu derinden etkileyen unsurlardır. Bir metin, bazen doğrudan kelimelerle değil, bazen de insanın ruh haline dokunan bir duyguyla şekillenir. Hormonlar, tıpkı bir edebi anlatının kahramanı gibi, bedenimizdeki büyük hikayeyi yazan birer karakterdir. Kimi zaman varlıkları fark edilmeden işler, bazen ise bir bozukluk tüm dengeyi alt üst eder. Bu yazıda, biyolojik bir olguyu edebiyatın derinliklerinde nasıl çözümleyebileceğimizi keşfedeceğiz. Hormon bozuklukları, bir anlamda ruhun çalkantılarına işaret eder. Tıpkı bir karakterin içsel çatışmalarının öne çıkması gibi, bedenimizdeki kimyasal dengesizlikler de dramatik bir dönüşüm yaratır. İçsel Çatışmalar ve…
Yorum Bırak   Merhaba arkadaşlar — sabah çayınızı alıp huzurla oturduğunuz o anlardan birindeymiş gibi düşleyin: yeşil bir vadi kenarındasınız, hafif bir esintiyle sabah ışığı yapraklarda oynuyor ve gözlerinizle tam da “gri ve beyaz tüylü bir yabani kuş” fark ediyorsunuz. Kalbinizde bir heyecan kıpırdıyor: “Acaba bu ne kuş acaba?” diye. İşte sizi o büyüleyici ana davet ediyorum. Çünkü bu yazıda, karşılaştığınız o ötücü gizemi çözmeye çalışacağız — adı nedir, nasıl oluşur, doğada ne işi var ve yarın bize ne anlatabilir? Gri ve beyaz tüylü yabani kuşun adı nedir? Bu durumda karşımızda olması çok muhtemel tür, Wild Turkey yani yabani hindi…
Yorum BırakHesap Makinesinde M+ Ne İşe Yarar? Öğrenmenin Gücü ve Pedagojik Yaklaşımlar Üzerinden İnceleme Öğrenme, insan hayatındaki en güçlü dönüştürücü süreçlerden biridir. Her yeni bilgi, anlayışımızı genişletir, bakış açımızı değiştirir ve dünyayı algılama şeklimizi etkiler. Eğitimci olarak, öğrenmenin bu derin etkisinin öğrenciler üzerinde yaratabileceği olumlu değişimleri görmek, en büyük motivasyon kaynağım. Ancak öğrenme sadece teorilerle sınırlı değildir; pratik uygulamalar ve doğru araçların kullanımı da en az bilgi kadar önemlidir. İşte bu noktada, günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız basit araçlardan biri olan hesap makinesinde M+ tuşunun rolünü anlamak, yalnızca matematiksel hesaplamaların ötesine geçerek öğrenme sürecimizi nasıl daha verimli hale getirebileceğimizi keşfetmemizi sağlar. Hesap…
Yorum BırakBuğday Üst Gübresi Hangi Ayda Atılır? Farklı Yaklaşımlar, Aynı Hedef Okurdan beslenen, tartışmayı seven biriyim. Çiftçilikte “en doğru” zamanın çoğu kez tarlanın kendisi tarafından fısıldandığını düşünüyorum. O yüzden bu yazıda, “Buğday üst gübresi hangi ayda atılır?” sorusuna tek bir reçete yerine farklı bakış açılarını yan yana koyacağım ve kendi tarlanıza en iyi uyan yolu bulmanız için sorular bırakacağım. “Ay”dan Çok Fenolojik Dönem Ay takvimi pratikte işe yarar, ama her yıl aynı değildir. Asıl belirleyici olan bitkinin gelişim evreleridir: Kardeşlenme başlangıcı (tiller oluşumu): Üst gübrenin ilk kısmı için ideal. Sapa kalkma öncesi (1.–2. boğum): İkinci kısım (bölerek uyguluyorsanız) için uygun. Başaklanma…
Yorum BırakHacettepe Tıp İçin Kaç Bine Girmek Gerekir? – Bilginin, Etik’in ve Varlığın Kesişiminde Bir Yolculuk Bir filozof için her soru, sadece bir cevap arayışı değil, aynı zamanda varlığın özüne yönelmiş bir sorgulamadır. “Hacettepe Tıp için kaç bine girmek gerekir?” sorusu, yüzeyde bir sınav sonucu merakı gibi görünse de, derininde insanın bilgiye, başarıya ve anlam arayışına dair kadim bir felsefi yankı taşır. Bu yazıda, konuyu sadece puanlar ve sıralamalar üzerinden değil; etik, epistemoloji ve ontoloji açısından ele alacağız. Epistemolojik Perspektif: Bilgiye Giden Yolun Doğası Hacettepe Tıp, Türkiye’nin en saygın tıp fakültelerinden biridir. Bu saygınlık, sadece akademik başarıdan değil, bilgiye yaklaşım biçiminden…
Yorum BırakH’nin Açılımı Nedir? Antropolojik Bir Perspektiften İnceleme Giriş: Bir Antropoloğun Kültürel Keşfe Daveti Kültürlerin ve toplumların derinliklerine daldıkça, bazen en basit semboller bile binlerce yıl süren bir tarihsel ve kültürel birikimi taşır. Her bir işaret, her bir kelime, topluluklar için anlamlar taşır ve bu anlamlar zamanla değişir, dönüşür. Bir antropolog olarak, bu tür sembollerin kültürler arası farklılıklarını keşfetmek büyük bir merak kaynağıdır. Bugün, bu yazıda, farklı toplumlar ve kültürler göz önüne alındığında oldukça yaygın bir soruya odaklanacağız: “H’nin açılımı nedir?” Sadece bir harf gibi görünen bu sembol, aslında farklı anlam katmanları taşıyor olabilir. H’nin açılımı, yalnızca bir harften ibaret olmaktan…
Yorum BırakBacasız Aspiratör Var Mıdır? Felsefi Bir Yaklaşım Felsefe, dünya hakkında düşünmek, varlık ve bilginin doğasına dair sorular sormak ve insanın çevresiyle olan ilişkisini sorgulamaktır. Bu bağlamda, “bacasız aspiratör var mıdır?” sorusu, sadece bir teknik soru olmaktan çıkar ve insanın doğa, teknoloji ve etik arasındaki ilişkisinin bir yansıması haline gelir. Bacasız aspiratörlerin varlığını sorgularken, yalnızca fiziksel ve teknik bir durumun ötesine geçmeli, epistemolojik ve ontolojik açıdan da bu soruya yaklaşmalıyız. Ontolojik Perspektiften Bacasız Aspiratör Ontoloji, varlık bilimi olarak tanımlanabilir; var olan şeylerin ne olduğunu ve nasıl var olduklarını inceler. Bacasız aspiratörler, belirli bir teknoloji aracılığıyla ortamın havasını temizleyen bir cihaz olarak…
Yorum BırakKerpiç Ev: Toprağın ve Hikayenin Buluşma Noktası Kelimenin gücü, insanın düşündüğü kadar yalnızca bir anlam taşımaz. Her kelime, sesinde bir iz bırakır, siluetinde bir zaman ve mekân duygusu taşır. Kelimeler, kültürlerin, geleneklerin, hayallerin ve hüzünlerin taşıyıcısıdır. İnsanlık tarihinin derinliklerinden gelen her bir kavram, birer öykü, birer iz bırakmış, üzerine birer yansıma düşürmüştür. İnsanın evine bakarken, yalnızca duvarları değil, aynı zamanda duvarların ardındaki geçmişi de görmesi gerekir. İşte bu noktada, kerpiç evler, toprağın bir araya geldiği, insan ruhunun şekillendiği ve kültürün derin izlerini taşıyan bir anlatıya dönüşür. Kerpiç Ev Nedir? Kerpiç ev, doğanın kendisinden yaratılmış bir yaşam alanıdır. Adını aldığı kerpiç,…
Yorum BırakBaşlık: Kalemin İlk Ustası: İlk Osmanlı Hattatı Kimdir ve Bu Sanat Eğitimine Ne Öğretir? > “Öğrenmek, sadece bilgiyi edinmek değil; insanın kendi elini, kalbini ve zihnini dönüştürme sürecidir.” Bir eğitimcinin gözünden bakıldığında, her sanat biçimi bir öğrenme yolculuğudur. Tıpkı bir öğrencinin ilk kalem tutuşunda olduğu gibi, yazının da tarihi öğrenmenin, denemenin ve sabrın hikâyesidir. Osmanlı’da bu yolculuğun ilk adımını atan kişi, ilk Osmanlı hattatı olan Şeyh Hamdullah’tır. Ancak onun öncesinde gelen erken dönem hattatları — özellikle Yâkut el-Müsta‘sımî’nin etkisi — Osmanlı hat sanatının zeminini hazırlamıştır. Bu yazıda, yalnız “ilk hattat kimdi?” sorusuna değil, bu sanatın pedagojik anlamına da odaklanacağız: Hat…
Yorum Bırak